Boğaziçi köprüsünü geçip, Anadolu yakasında Fenerbahçe Stadyumu'na doğru seyrederken E-5 bağlantı noktasını hemen geçip sol tarafınızda Fikirtepe mahallesini gördüğünüz bölgede son bir kaç aydır Suriyeli dilenciler sizi karşılıyor. Karşılıyor diyorum çünkü tam o noktada trafik sıkışıyor ve bunu fırsat bilenler elinde pankartlarla karşınızda! Para istiyorlar! Burada dikkatinizi çekeceğim nokta para istemeleri değil bazılarının elindeki pankartlar üzerinde genelllikle "Suriye'den geldim açım!" "Suriyeliyim yardım edin!" gibi yazılar var ama ilginç olanı bu yazılar 55 punkto falan yazılmış koskocaman pankart belli ki ozalitçiden falan çıktısı alınmış ! Yani bu dilenme işi profesyonelleşmiş!
Olayın insani boyutu var ve bence de çok acıklı ama bu vicdan boyutundan bahsetmeyeceğim. Tam ben bu manzarayı yaşarken Sayın Başbakan ilk doğan çocuğa 300 ikinciye 400 ve üçüncü doğacak çocuğa 600TL verileceğini açıklıyor. Bu teklif belki bazılarına cazip geliyordur ama ben olayın gelecek ve istihdam ile ilgili tarafını da biraz deşmek istiyorum.
1) Öncelikle mevcut durum ve manzara nedir ?
Burada ilk belirleyici "Infant Mortality Rate" denilen yani o yıl doğan 1000 bebekten kaç tanesinin 1 yaşına varmadan hayatını kaybettiğni göstereni orandır. Dünya Bankası'nın derlediği verilere göre :
Otuz yıl öncesine göre, bu oranı düşürmüş olsak dahi oran gelişmiş ülkelerinki kadar parlak değil! Bir sonraki yazımı sırf bu konuya ayıracağım.
2) Devlet kendi memuruna çocukların iaşesi için ne kadar yardım yapıyor?
2015 Ocak çocuk yardımı memur maaş katsayıları belirlenerek aşağıdaki gibi olmuştur
0-6 yaş çocuk için 39.65-TL
6+ çocuk için 19.83TL
Kaynak Sabah Gazetesi (http://www.sabah.com.tr/ekonomi/2015/01/02/iste-2015-zamli-memur-maaslari)
3) Ülkedeki işsizlik oranı nedir
TÜİK verilerine göre (2014 Ekim Haber Bülteni) tarım dışı işsizlik oranı %12.5
4) Zaten ilk üçü çok parlak görünmez iken esas kaygı verecek olan durum gelecek projeksiyonudur.
ve bu üçlü senaryo sonucunda ulaşılması muhtemel sonuçlar
Kaynak : http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=15844
Toplam doğurganlık hızı Bir kadının doğurabileceği ortalama canlı çocuk sayısıdır.
Uzmanlar bir ülkede nüfusun yenilenebilmesi için 15-49 yaş grubundaki bir kadının doğuracağı ortalama çocuk sayısının 2,10'un altına inmemesi gerektiğini vurguluyorlar.
Zurnanın tam da zırt dediği nokta aslında tam burası TÜİK 3'lü senaryo yapmış. Birinci senaryo için :
"Toplam doğurganlık hızının doğal akışı içinde azalıp 2050 yılında 1,65’e düştüğü ve 2050 yılından sonra artışa geçip 2075 yılında 1,85’e ulaştığı doğurganlık senaryosu" yani doğal trend şu anda bı yönde...
Senaryo 2: Toplam doğurganlık hızının, 2020 yılında 2,11’e, 2050 yılında 2,5’e ulaşacağını ve 2075 yılına kadar sabit kalacağını varsayan kademeli artan doğurganlık senaryosu.
Senaryo 3: Toplam doğurganlık hızının 2050 yılına kadar kademeli olarak 3’e ulaşacağını ve 2075 yılına kadar sabit kalacağını varsayan artan doğurganlık senaryosu.
Senaryo 3 resmen kadına "Sen evinde otur, çocuk bak!" diyen bir senaryo veya kırsaldaki kadına "Sen kuluçka makinesine dönüş, şehirli kadın halledemedi bu işi! 10 -15 çocuk yap!" demek gibi bir senaryo! Senaryo iki de bundan hallice....
Senaryo 1 ise TÜİK kendisi doğal akışı içinde diyerek zaten eğilimin ne olduğunu söylemiş beklenen aslında bu senaryodur ve bu senaryoya göre 65+ yaşa sahip insanların 2075 yılında %27,7 olması beklenmektedir.
Bu oran halihazırda %7,7 (2013 kesin verileri projeksiyon değil) iken dahi mevcut emeklilerin maaşları ile alabilecekleri bazı ürünlerin miktarı da böyledir: (Tüketici Hakları Derneği araştırması)
Kaynak : http://www.sozcu.com.tr/2015/ekonomi/14-milyon-aclik-sinirinda-740987/
Şu an çalışmakta olanların nasıl bir emekli maaşına sahip olacağına dair bilgileri zaten bundan 3 yıl önceki yazımda (Dünya Nüfus Günü İstihdam ve Gelecek) vermiştim. Üzerine bu yukarıdakileri de ekleyin. Durum halihazırda bu ülkede çalışan ve emekli olacak bizler, bizlerin çocukları ve torunlarının sosyal güvenceleri açısından çok parlak malesef görünmüyor.
Bu konular ile ilgili araştırma yapan ve fikirleri olanların fikir ve araştırmalarını buradan seve seve yayınlarım. Zira bu konulara çözüm bulmak o kadar kolay olmuyor. Benzer durumda olan Almanya örneği var diyeceksiniz ama o da 220 MİL-YAR Euro dış ticaret FAZLASI verdi.
Uzun lafın kısası gelecek ve istihdam olarak yukarıdaki ufka sahip ve 2014 yılında 84 Milyar dolar dış ticaret açığı olan bir ülke olarak Suriyeli vatandaşlara ne çare bulunur bilemem ama 300, 400-TL için çocuk dünyaya getiren insan varsa bu ülkede sosyologların onları araştırması gerektiğine inanırım....