Bu hafta büyük çocuğum 4 yaşına bastı...
Ona benden ne istediğini sorduğumda:
- Beni uçağa bindirecek kadar paran var mı? diye sordu.
Bende birlikte uçağa binecek kadar param olduğunu ama onun uçağa
binmeyi hak edecek kadar uçaklarla ilgisi olup olmadığını önce
anlamamız gerektiğini söyledim.
-Anlat bakalım uçaklar hakkında neler bilyorsun?
-Uçakların evi, havaalanlarıdır. Uçaklar yerdeyken buna
park pozisyonu denir.Uçağa binince kemer bağlarız. Uçak uçmadan
önce pist başına gelir, sonra çok hızlanır ve uçar.
-Peki uçaklar hakkında bilgin var, bir gün de internetten uçak
ve havaalanı resimlerine bakarız. Tamam mı?
-Uçağa bindiricek misin beni?
-Evet ama, zamanı ve nereye gideceğimizi babanla konuşmalıyız!
-Peki uzay gemisine beni bindirecek kadar paran var mı?
Bakışıyoruz :))))
İçimden "Yok artık!" diyorum ve uzay gemileri hakkında bilgisinin
olup olmadığını sorgulamaya kalkışmıyorum benden çok daha bilgili çıkabilir!
İtiraf etmeliyim, "pist başı", "park pozisyonu" gibi teknik kelime-
lerin arasında o malum anonsu da : ("cabin crew slide arm and
crosscheck please!) söyler mi diye zaten diken diken oldum!
Bazı davranışlarıyla beni gerçekten çileden çıkartan miniğim bazen
bazı söylemleriyle de "büyüyor herhalde" dedirtiyor.
Okuma yazma bilmiyor, yani tüm öğrenimeleri diğer yaşıtları gibi
görsel ve duyarak...
Okulda meğer bu hafta uçaklardan konuşmuşlar..
Bizimki de uçağa binme hedefini koymuş onu tutturursa, hedef büyütecek uzay gemisi....
Düşündürücü.. Bilgi kaynağına ulaşma konusunda elinin altında onca kaynak varken hazırlıksız gerekçesiz müdürüne çıkıp taleplerde
bulunan memurları düşündürdü bana...
Talepleri dayanaksız olanve sadece yıllandım diye kendisini değer-
lenmiş sanan insanları düşündürdü bu diyalog nedense...
İnsan büyüdükçe herhalde çocukluğun verdiği o araştırma ve merak içgüdüsü kayboluyor sanırım...