Geçen hafta Cuma günü çalışma masamda oturmuş yeni tasarladığım eğitim için kaynaklarımı incelerken, dışarıdan gelen yüksek ses, dikkatimi dağıttı. Sanki “sela” veriliyordu. Küçük yerlerde yaşamış olanlar bilir, ölüm haberini herkese bildirmek için önce sela verilir; ardından şu aileden şu kişi vefat etmiştir cenazesi şu zaman şuradan kalkacaktır diye de anons geçilir.
İstanbul’da pek alışık olmadığım bu ses de zaten bir panelvan minübüsün radyosundan geliyordu... Ama radyonun sesi o kadar açıktı ki, zihnimi küçük bir kasaba ortamına taşımaya yetti.
Keşke kameram olsa ve ben bu gerçek anıyı görüntüleseydim. Minibüsün şöförü güçlükle sokağa aracını park ederken karşı kaldırıma hatalı bir şekilde arabasını park etmiş olan sürücüye, geçmişini ve ailesini kapsayan ağza alınmayacak küfürler yağdırıyordu. Evet kızmıştı ve haklıydı ama mağduriyetini ifade ediş tarzı radyoda sela ardından okunmaya başlayan Kuran ile bütünleşince hiç tanımadığım bu adamın kişisel bütünlüğü hakkında ilk intibamı şöyle oluşturdu : özünü bilemem ancak görünmek istediği kendisi ve davranışları birbiri ile örtüşmüyor.
Kişisel bütünlük her şeyin ötesinde TUTARLILIKTIR, özünüzün sözünüzün ve davranışınızın ve düşünceleriniz tutarlılığıdır.
Matematikte bir teoremin bir küme içerisinde geçerli olduğunu kanıtlamanız için o kümeyi oluşturan tüm elemanlarda geçerli olduğunu kanıtlarsınız ama eğer geçersiz olduğunu gösterecekseniz sadece 1 tane nümerik örnekle ispat yeterlidir.
Maalesef insanlarla ilgili durumlarda durum bu kadar kolay olamıyor :)
Kişisel bütünlük iş yaşamında açıklık ve dürüstlükle başlar. Şirket değerleri ve inançlarla tutarlı olarak gelişir. Kişinin özellikle de yöneticilerin düşünce ve davranışlarındaki tutarlılık diğer çalışanlara karşı tutarlı ve adil olmalarına sebep olur. Kişisel bütünlüğü olan bir yönetici fikirlerinin arkasında sağlam durur, ancak atladığı bir noksan veya yanlışı varsa hata yaptığını açıkça kabul eder ve düzeltir.
Eğer hangi konuda olursa olsun kendi gerçeğimizden uzaklaşırsak hayatı "mış" gibi yaşarız. Bu arada yaşadığım bu olay beni bir anda aldı Sean Penn’in “21 Gram” isimli filmine götürdü…