Dünyanın neresinde olursa olsun çalışan insanların tek bir hedefi var. Yaşam standardını koruyabilmek ve daha iyi standartlara sahip olabilmek için para kazanmak!
Özellikle pahalı büyük metropollerde yaşayan çalışanların kazançları diğer orta halli şehirlerde yaşayanlardan daha iyi olsa da, giderleri de çok fazla oluyor. İstanbul gibi, Tekirdağ sınırında başlayıp Kocaeli sınırına kadar sürekli yapılaşma ile büyümüş şehirlerdeki ulaşım zorluklarını da hesaba katarsak çalışanların yıpranma payları gerçekten küçük yerlerde yaşayan çalışanlara göre çok daha fazla oluyor. O nedenle, büyük şehir profesyonellerinin hep küçük bir şehirde emeklilik günlerini geçirme hedefleri “çölde görülen serap” misali onları şehrin gündelik karmaşası içinde motive ediyor.
Büyük şirketler her ne kadar çalışanlarını yan haklar, özel emeklilik planları ve şirket alt yapısının sunduğu çeşitli sosyal ve sportif aktivitelerle doyurmaya çalışsa da iş ve özel yaşam dengesini büyük şehirlerde yakalamak her geçen gün daha da zorlaşıyor.
Metropol çalışanları hafta içi harcadığı enerjiyle bazen o kadar yoruluyor ki, hafta sonları evde pijamalarıyla oturmayı tercih bile edebiliyor. Günler çok uzun geçerken bir de bakıyor ki, yıllar çabucak geçivermiş yaş kemale ermiş oturuyor düşünüyor: “Aile kursam mı artık?” diyor veya aile kurduysa “Çocuk sahibi olsam mı?” diyor... Kariyerde yaparım çocuk da diyebilen ebeveynler içinse “Çocuğu hangi yuvaya, hangi okula hangi üniversiteye göndersek?” telaşları ile geçen ömür ve yapılan harcamalar hep geliyor sonunda aldığımız ücrete dayanıyor.
Gördüğünüz gibi yaşamak için bir şeyler üretmeye ve kazanmaya ihtiyacımız var Birleşmiş Milletler gibi bazı kurumlar ücret skalalarını ülke bazında web sitelerinde yayınlarken ( ama UN kar amacı gütmüyor diyenler var duyar gibiyim J bir çok ticari kurum halen daha ünlü Türk halk deyişi ile “Kadının yaşı ve çalışanın maaşı sorulmaz, ayıptır” diyor.
Biz istatistikte örneklem içindeki denek sayısı arttıkça varyansın azalacağına ve uzun vadede örnekleme ait ortalamanın da populasyon ortalamasına yakınsayacağını biliriz. ( benim lisans derecem istatistik en azından ben öyle olduğunu biliyorum bilmeyenlerde şimdi öğrendiler) Dolayısıyla bu sitede belki ilk başlarda bazı muzip çalışanlar veya şirketler “gayri resmi” girişimlerle ücretlerde yanıltıcı bilgiler girmiş olabilirler ama ilk cümleme geri dönersek bu site de uzun vadede ücret skalalarının İK departmanının ekranlarında gördüğü benzeşeceğine inanıyorum. ABD’de nasıl glassddor.com, pyscale.com varsa Türkiyede de iskolig yayın hayatına başladı. Yalnız sitenin bana göre en büyük eksikliği künyesini açıklamamış olması... Bu girişimin arkasında kimlerin olduğunu da bilmeyi de istiyor insan açıkçası….
İskolig.com’un kısa zamanda gelişerek önemli bir sosyal ağ olacağını tahmin ediyorum ve yayın hayatında başarılar diliyorum…