17 Mayıs 2011 Salı

YETKİNLİK LOJİSTİĞİ

Bu yetkinlik konusu ile ilgili bir veya iki yazı yazmayı kafamdan geçirmiştim ama uzamaya başladı görüntüleme istatistiklerinin de arttığını gördükçe yine devam edesim geldi…
Yetkinliklere dayalı İK uygulamaları aslında gerçekten enteresan; bir tarafta çoğunlukla yurt dışından getirdiği bir şablonu firmaya uyarlamaya çalışan danışman, diğer tarafta şirket içi herkesçe bilinen ama tam açıklanamayan danışmanla ve hatta şirketin kendi içinde yüzleşemediği ve paylaşılamadığı gizemli gerçekler, bitmez tükenmez toplantılar İK müdürünün  “Bir işe kalktık rezil olmadan bir şeyler yapsak bari” şeklindeki çırpınışları, şirket hissedarlarının “Bu yatırımı kar olarak ne zaman görürürüz” şeklindeki beklentileri işi daha da çetrefilli hale getiriyor.
Bu yetkinlik denen gözle görünemeyen elle tutulamayan ama davranış göstergelerine bakılarak ne derecede var olduğu kısmen öngörülebilen bütünü daha iyi anlamak için medeniyet gelişimine göz atmakta fayda var..
İlk çağlarda mağaralarda yaşayan atalarımız avlanma ve yiyecek toplamak için mağarasından dışarı çıkıyordu, hayatta kalabilmesi çevikliğine yani fiziksel gücüne ve aklına bağlıydı. Lojistik bilimi o zamanlar parçalanan hayvanın, insan gücü ile barınağa taşınması ile ilgileniyordu
Sonraları tarım toplumuna geçiş başladı ekini ekip, biçme faslı dolayısıyla toprağını yani mülkünü koruma, kollama devresine girdi. Lojistik bilimi tarladan toplanan mahsulün eve veya trampa usulü alış veriş yapılan Pazar yerine iletilmesi ile ilgilenmeye başladı.
Buhar makinesinin de icadı ile gıda üretiminden mamul üretimine geçiş ve kapitalizmin doğuşu gerçekleşti. İşler biraz değişti lojistik bilimi malların taşınmasında, yakın coğrafyalar kadar uzak coğrafyalara da en hızlı şekilde nasıl en ucuza ulaşırım denklemini çözmekle uğraşıyordu artık…
Post endüstriyel devrim ile de bilgi ekonomisi dönemi başladı.Yani çalışan kesimin fiziksel becerilerinden ziyade bir işi yaparken zihinsel becerilerini ve bilgilerini kullandığı döneme geçildi. Düşünceler, işi analiz ediş tarzı, karar verme süreçleri, sentezleme ve bilgi tasarımı gibi tanımlar önem kazandı. Mal ve hizmetten ziyade İNSAN önem kazandı.
Bundan sorası nasıl şekillenecek göreceğiz, ancak bir gerçek var ki iş dünyası için doğru çalışanın doğru yetkinliklerle doğru zamanda ve doğru yerde bulunarak nicelik ve nitelikleri ile bunu sergilemesi ile artık işe alımların ve terfilerin gerçekleşmesi gereken bir döneme giriyoruz.
Peki böyle olmaz ise ne olur ( ki pratik hayatımızda böyle olmamaktadır bunu biliyoruz J) İş değiştirmeler artar! Bunun ne faydası var diyecek olur isek iş yaşamındaki çalışan daha çok organizma ile tanışır, daha mobil olur ve kendini en iyi ifade edebileceği ortamda mutluluğu yakalama şansını bulur. Yetkinlik lojistiği dönemi başlıyor dünya bizim oyun alanımız….
 Yetkinlikler bu bağlamda lojistik bir hal alır!  Kötü yanı nedir? Diye sorarsak İK’cılar gidenin yerine yenisini ararlar ama en kötüsü gelecek vaat eden yıldız çalışanlarını elden kaçırmışlarsa yedekleme planlarını tekrar gözden geçirmek zorunda kalırlar. Yedeğin de yedeği gerekebilir…
Gelecekte var olan bilgiyi arayıp bulan ona değer katıp öznelleştiren sonra, bunu diğerlerine anlatabilenlerin ve uygulamaya geçirenler şekillendirenler dünyamızı şekillendireceğe benziyor.