22 Şubat 2012 Çarşamba

EĞİTİM ŞART AMA...



Erzurum Emniyet Müdürlüğü’nün düzenlemiş olduğu “Huzur” toplantısında bir ilköğretim müdürünün  “Teknoloji ilerledi, vatana millete  zararlı olacak çocuklar yürümeden gen haritalarıyla tespit edilip, yok edilsin sözünü ciddi olarak söylediğini gazetede okuyunca tüylerim ürperdi… Bir öğretmen, çocuklarımızı emanet ettiğimiz bir eğitimci, hem de okul müdürü nasıl söyler bu sözü! diye düşündüm. Sonra aklıma Erich Fried’in o güzel şiiri geldi orijinal hali ve Türkçe tercümesini sizlerle paylaşmak istedim.


Die Maßnahmen
Die Faulen werden geschlachtet, die Welt wird fleißig.                                             
Die Häßlichen werden geschlachtet, die Welt wird schön.                            
Die Narren werden geschlachtet. die Welt
wird weise.                                                      
Die Kranken werden geschlachtet, die Welt wird gesund. 
Die Alten werden geschlachtet, die Welt wird jung.                                                
Die Traurigen werden geschlachtet, die Welt wird lustig.                                      
Die Feinde werden geschlachtet, die Welt wird freundlich                                        
Die Bösen werden geschlachtet, die Welt wird gut.

ÖÖÖÖÖnlemler

Tembeller kesilir, dünya çalışkan olur

Çirkinler kesilir, dünya güzel olur
Deliler kesilir, dünya bilge olur

Hastalar kesilir, dünya sağlıklı olur

Yaşlılar kesilir, dünya genç olur

Mutsuzlar kesilir, dünya eğlenceli olur

Düşmanlar kesilir, dünya dost olur
Kötüler kesilir, dünya iyi olur

Bu şiir sanırım müdür bey gibi düşünenler için yazılmış ama gözden kaçan çok şey var…Bir önceki yazımızda zıtlıklar dünyasında yaşadığımızı belirtmiş idim. Dünyamız algılarımızdan ibaret ama algılarımız çoğu zaman yanılsamalarımız olabiliyor! Biz küçük dünyamızda bunu bazen göremiyoruz. Yukarıdaki şiirin tüm cümlelerinde istenenler yerine getirilse herhalde dünyamızda insan kalmaz. Veya müdür beyin dediği testlerle insanları kategorize etsek ve çocuk katliamlarına yol açsak hangi vicdan bunu kabullenebilecek !
Gelelim iş dünyamıza bazen eğitimi her şeyin önüne koyan İKcı arkadaşlar çoğu zaman CV’de gördükleri saygın üniversitelerden gelen mezunlara sebepsiz öncelik verebiliyorlar düşünsenize yukarıdaki müdürün eğitiminde  8 yıl zorunlu eğitim almış bir çocuk, tohumları lineer ve saplantılı düşüncelerle dolu bir zihin ama Harvard’dan veya LSE’den master derecesi ODTÜ veya Boğaziçi’nden birincilik diploması var…Olur mu bal gibi olabilir çünkü eğitim farklı bir konu…Diplomalar bizim kim olduğumuzu değil hangi yollardan geçtiğimizi gösterir. Adını saydığım üniversitelerden mezun insanlar bu diplomalarla standartları belirli bir düzeyin üzerindeki zorluklarla baş edebilme ve disiplinli bir çalışma düzeni ile bu olulardan mezun olduklarını kanıtlarlar ama CV denen kağıt parçası üzerinde kendilerinin düşünce sistematiğinin sınırlarını gözlemleyemeyiz. Kişilik testleri bir nebze olsun yangına su serpse de, esas gözlem uzun vadede değişik durumlardaki davranışları, kişiliği, öz farkındalık seviyeleri  ve öz bilincin gözlemlenmesiyle bence gerçekleşebilir.