26 Ocak 2012 Perşembe

BİREYSELLİK VE SİNERJİ ÜERİNE BİR YAZI...

Ludwig van Beethoven'ın ağır işitmeye başlamasıya asosyalleştiği ve artan iletişim sorunları sonucunda otuzu aşkın ke taşındığı bilinir.Ünlü bestecinin intihara bile teşebbüs ettiği ölümünden sonra kağıtlar arasında bulunan Heiligenstadt vasiyetinden anlaşılmıştır...

Biz insanları makinalardan ayıran en büyük özelliğimiz, ruhumuzun ve duygularımızın oluşudur. Değişik zamanlarda benzer olaylar karşısında aynı insanların farkı tepkiler verebildiğine belki siz de şahit olmuşsunuzdur ya da sıradan bir iş gününde yaşadıklarınız sonunda bir an için her şeyi orada bırakıp neresi bile olduğunu bilemediğiniz bir yere kaçmayı arzulamışsınızdır. Sizi bunaltan olumsuz çevresel etkiler kronikleşmediği ve kaçtığınız şey  bizzat " kendiniz" olmadığını sürece yanlız kalmayı istemek gayet doğaldır. 

Beethoven sağırlaşmasıyla birlikte, kendisinden kaçmıştır ama sağırken bile kısmen onu huzurlu kılan titreşimleri hissetmek için bacaklarını kırmak pahasına bile olsa tekrar piyanosu ile çalışmaya başlaması ve üretmesi olmuştur. Beethoven kendisi ile tekrar barışmıştır.

İş yerinizdeki insanlarla her gün hemen hemen aynı saatlerde işe geliyor, yemeğe çıkıyor ve hatta benzer işleri yapıyor bile olsanız, onlarla aynı değilsinizdir. Geçmişiniz, geleceğini, deneyimleriniz, genetik kodlarınız, algılarınız ve katma değerinizle diğerlerinden farklısınıdır.

İnsan kendisi ile barışık ise duygusal olarak mutlu ve çevresi ile uyumludur. Farklılığının farkında olan ve diğer insanların değiştiremeyeceği huylarını olduğu gibi kabu eden insanlar huzurludurlar.Bir iş yerinde çalışan insanlar aynılaşmaya başladılarsa orada durağanlık, verimsizlik ve sürü psikolojisi söz konusudur. Birbirinden farklı bireysel  olarak  huzurlu insanların takım içindeki uyumu ve farklı katma değerleri ile sinerji oluşur.

Çok sesli müzikte de durum aynıdır, birbirinden farklı müzik aletlerinin, eş zamanlı olarak birbirinden farklı notalar eşliğinde çıkarttıkları seslerle meydana gelir. Bu harmoni, kemanların, viyolaların,viyolensellerin, klarnetlerin, obuaların, fülütlerin, piyanonun ve adını sayamadığım bir çok müzik aletinin uyumudur. Müzik aletlerinin akortlarının tam olduğu, doğru notalarla çalındığı sürece orkestra şefi yönetiminde bu ahenk konser boyunca hiç bozulmaz.

Bir şirket içinde de değişik müzik aletleri değişik birimer gibidir.Akort ise o birimler içindeki çalışanların kendileri ile barışık olma durumudur. Orkestra şefinin şirketteki karşılığının Genel Müdür olduğunu ve konser salonunu dolduran seyircilerin de üretilen mal ve hizmetleri kullanan müşteriler olduğunu düşünebilirsiniz. Yönetim Kurulu üyeleri protokol de en ön sıradadırlar birim müdürleri gerekli görülen durumlarda eserin icrasına bağlı olarak bazen birinci keman bazen piyano gibi solo olarak da çalabilirler.

Sinerji denilen ve Türkçemiz'e İngilizce'den '' Bir bütün parçalarının toplamından daha büyüktür.'' tanımlamasıyla gelen ve ik okunuşta belki de tam kavranamayan olgu işte bu çok sesliliğin uyumudur. Akortlu çalgıların takım içerisinde yarattığı katma değer ile oluşan seslerin bir arada eş amanlı olarak beraber çalmalarıdır.

Beethoven, doğuştan sağır değildi ve otuzlu yaşlarında sağır olmak gibi ağır psikolojik etkileri olan bir olumsuzluğun üstesinden geldi.İntihar etmedi ve sağırken bestelediği ünlü '' 9. Senfoni'' 7 Mayıs 1824'te ilk kez Viyana Kraliyet Tiyatrosunda dinleyenlerin  beğenisine  sunuldu ve dakikalarca ayakta alkışlandı...

Beethoven'ın Heiligenstadt vasiyetini yırtmayı unuttuğu için mi yoksa '' 9. Senfoni '' gibi muhteşem eserle isminin zamanı aşıp ölümsüzleşeceğini tahmin ederek, önemsiz bir belge olarak mı ardında bıraktığını bilemiyoruz. Ancak, sosyal bir varlık olan insanın  kendi ö benliği ie her şart altında daima barışık olmaya çaışmasının ve yaptığı işi severek yapmasının bir katma değer yaratacağını, tüm çalışanların katma değerlerinin birleşmesi ile sinerjinin oluşacağını biliyoruz.

Not:  Bu yazı yıllar önce yazdığım bir yazıdır...